Yine, yeniden Suriye

Suriye, Türkiye’nin 2011 yılından bu yana yaşadığı hemen hemen bütün sorunların merkezindedir. Yaşamakta olduğumuz Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizinden; güneyimizden ve Akdeniz’in doğusundan toprak bütünlüğümüze ve milli güvenliğimize yönelik askeri tehditlere kadar hemen her konu Suriye’deki gelişmelerle ilişkilidir. Suriye politikasında her yanlış adım, Türkiye’nin yüzyüze olduğu sorunları büyütmüş, her doğru adım ise nefes...

Continue reading

“Emekçi halkın sağlam özü”

“Hiç unutmuyorum. 60’lı yılların sonlarına doğruydu. Pınarcık köyünün koruması içinde zeytin ortakçılığı yapıyordum. Orada baba dostu yoksul bir komşum vardı. Birbirinden yakışıklı üç oğlu vardı. Baba dostu Ali Dayı kendi zeytinini işliyordu. Zaten ondan başka da mülkü yoktu. O zeytinliğinden sadece yemeklik yağını alabiliyordu. Benim bu Ali Dayı bir gün tutturdu illa; “Bu akşam bende bir kahve içeceğiz” diye. Ben de bu ısrarına dayanamayıp...

Continue reading

Tunceli seçimleri ya da Bölücülük ve Vatansız Sol’un serencamı

1969 seçimlerinde Anakara’ya giden iki Tuncelili milletvekili, CHP ve Adalet Partisi’ndendi. Bu seçimler sağ Tunceli’den milletvekili çıkardığı son seçimler oldu. Sonrasındaki 45 yıl boyunca Tunceli’nin milletvekilleri hep sol partilerdendi. Aynı durum Tunceli’nin merkez ve ilçe belediyeleri için de geçerlidir. Çemişgezek ve Pertek gibi Sünni inançtan yurttaşların yaşadığı ilçelerde zaman zaman sağ partiler seçimleri aldı ama diğer ilçelerde bazı...

Continue reading

Artık yeni bir Türkiye’deyiz…

31 Mart seçimleri üzerinden beş gün geçti. Hemen hemen herkes sonuçlar üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Bütün bunları da göz önüne alarak şu saptamalarda bulunabiliriz: Halkın birlik isteği 1. Seçim tam bir barış ve hoşgörü ortamında gerçekleşti. Halkımız Türkiye’nin her tarafında istisnasız bütün siyasi Partileri nezaketle karşıladı, başarı dilekleriyle uğurladı. Yani halkımız ne Cumhur İttifakı’nın kutuplaştırıcı diline, ne de CHP-İyi...

Continue reading

31 Mart’ın sonrası…

Hemen herkesin sonucun ne olacağından çok, sonrasında neler yaşanacağı üzerinde daha fazla düşünmeye başladığı bir seçimin arifesindeyiz. Bir yanda borçlanma ekonomisinin sonuna gelmiş, emperyalist merkezlerin döviz kuru ile istedikleri gibi oynamalarına zemin hazırlamış çaresiz iktidar, Dış politikada, Türkiye’ye yönelen tehdidin hedef aldığı ülkelerin Genelkurmay Başkanları Şam’da toplanıp beraberce ne yapacaklarını konuşuyorlarken, bu toplantının...

Continue reading