31 Mart seçimleri üzerinden beş gün geçti. Hemen hemen herkes sonuçlar üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Bütün bunları da göz önüne alarak şu saptamalarda bulunabiliriz:
Halkın birlik isteği
1. Seçim tam bir barış ve hoşgörü ortamında gerçekleşti. Halkımız Türkiye’nin her tarafında istisnasız bütün siyasi Partileri nezaketle karşıladı, başarı dilekleriyle uğurladı. Yani halkımız ne Cumhur İttifakı’nın kutuplaştırıcı diline, ne de CHP-İyi Parti ve HDP’nin Erdoğan düşmanlığı üzerine oturtulmuş siyasetine itibar etmedi. Birliği ve huzuru istediğini, seçim kampanyasındaki hoşgörüsüyle gösterdi.
Elbette bu durumun gerçekleşmesi, son dört yıldır FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerine karşı verilen mücadele ve bu konuda elde edilen başarının sonucudur. 2019’da sandığın üzerinden PKK silahının gölgesi kalktı, dinci ve bölücü terör örgütlerinin katliamları esas olarak son buldu ve seçimlerin barış ortamında gerçekleşmesi mümkün oldu. Yıllar sonra Malatya’daki bir tane münferit şiddet olayı dışında hiçbir çatışmanın olmadığı bir seçim yaşandı.
AK Parti’ye verilen ders
2. AK Parti, izlediği ekonomi politikasının faturasını ağır bir şekilde ödemiş görünüyor. Cumhur İttifakı, beşi büyük şehir olmak üzere toplam olarak 10 belediyesini kaybetti. Burada önemli olan büyükşehirlerdeki seçmen tercihidir. Ankara, İstanbul, Adana, Mersin ve Antalya’da Cumhur ittifakının kaybetmesi, Türkiye’nin en büyük nüfusu barındıran sanayi merkezlerinin, izlenen ekonomi politikasına kırmızı kart göstermesi olarak okunmalıdır. Sanayi merkezlerindeki bu değişim yeni değildir. 2017 yılındaki Cumhurbaşkanlığı referandumunda ve 2018 Haziran seçimlerinde de söz konusu şehirler, iktidarın izlediği politikaya tepkilerini ortaya koymuşlardı.
“Ders”in bir başka tezahürü
3. AKP ve MHP’nin ittifak yapmadığı 27 şehirden dokuzunu MHP aldı. MHP, bu dokuz ilin yedisini AK Parti’den kazandı. Seçmen bu şehirlerde AKP’ye olan tepkisini, HDP(PKK) ile ittifak eden Millet İttifakı’na yönelmek yerine MHP adaylarına destek vererek ortaya koydu. Böylece hem AKP’ye bir ders vermiş oldu, hem de “Beka sorunu”na duyarlı olduğunu göstermiş oldu.
CHP gerçekten kazandı mı?
4. CHP, sekizi AK Parti’den ikisi MHP’den olmak üzere 10 belediye kazandı. Oy oranı olarak yüzde otuzun üzerine çıktı. Bütün bunlar, özellikle Ankara ve İstanbul’u almış olması başarıymış gibi görünüyor. Oysa gerçekte kazandığı fazla bir başarı yok. Yüzde otuz oyun içindeki HDP ve İyi Parti oyları çıktığı zaman CHP’nin eski oyunda olduğu, hatta ekonomik kriz dolaysıyla AKP’den gelen oylar olduğunu da düşünürsek, eski oylarının tamamını da muhafaza etmediğini görürüz.
CHP ile ilgili olarak soruyu şöyle sormak, konuyu tam olarak anlamak açısından daha aydınlatıcı olurdu? Millet İttifakı; HDP ve FETÖ ile ittifak içine girmek yerine Vatan Partisi ile ittifak yaparak seçime girseydi sonuç ne olurdu? Bu durumda ekonomik krize çözümü olmayan ve dış politikadaki tutarsızlıklarına tepki duyan seçmen desteği, HDP’den gelen seçmen desteğinin çok daha üzerinde olmaz mıydı?
İyi Parti’ye Fatiha
5. İyi Parti, bu seçimin en çok kaybeden iki Partisinden biridir. İttifakla girdiği hiçbir il belediyesini kazanmadı. Halkımız yaşanan bunca tecrübenin ardından Gladyo’nun yedeğindeki bir milliyetçiliğe itibar etmediğini gösterdi. Bu Partinin nefesinin önümüzdeki seçime kadar yetip yetmeyeceği ciddi bir soru konusudur.
Seçimin esas kaybedeni
6. Bu seçimin en önemli sonuçlarından biri, HDP’nin Doğu ve Güneydoğu’da kaybetmesidir. HDP; Şırnak, Bitlis, Ağrı ve Tunceli belediyelerini kaybetti. Ama en az bunlar kadar önemli olan bir diğer sonuç ise kazanmış olduğu Diyarbakır, Van, Mardin, Siirt, Hakkari gibi illerde oy oranının ciddi bir şekilde düşmüş olması ve alternatifi olan AK Parti’nin de oylarını ciddi olarak yükseltmiş olmasıdır.
Bu sonuçlar iki şeyi ispatlamaktadır: 1. Kürt yurttaşlarımız bölünmeden değil, birlikten yanadır. 2. PKK silahının gölgesi kalkınca Doğu ve Güneydoğu’daki yurttaş özgürce iradesini ortaya koyabilmektedir.
Ak Parti’ye can simidi
7. Toplam olarak bakıldığında Cumhur İttifakı’nın oyu yüzde 53’ten yüzde 51’e gerilemiştir. Bu büyük bir gerileme değildir. Yaşanan bütün sorunlara ve büyük ekonomik krize rağmen oy oranında büyük bir gerilemenin olmamasının biricik açıklaması, Millet İttifakı’nın HDP(PKK) ile beraber hareket etmesidir. Başka bir deyişle CHP ve İyi Parti, HDP ile ittifak yaparak batmakta olan AK Parti’ye ve Cumhur İttifakı’na can simidi atmışlardır.
Mecburi istikamet
8. Bununla birlikte Türkiye ekonominin can damarları olan büyük şehirleri kaybetmiş olan AK Parti artık tek başına Türkiye’yi yönetemez. Üretim ekonomisini uygulayacak, Atlantik ötesinden gelen tehdit karşısında Suriye başta olmak üzere komşularımızla birlik politikasını kararlılıkla izleyecek ve bütün milleti birleştirecek harç olarak laik-demokratik cumhuriyeti savunacak bir Milli Hükümet, Türkiye açısından tarihsel olarak önüne gelmiş olan bir zorunluluktur.