Napolyon’dan Macron’a Fransa ve Doğu Akdeniz

Tarih öğretmeni Samuel Paty’nin Paris’te başı kesilerek öldürülmesi, Macron’un İslam Dünyasını ve Müslümanları hedef alan açıklamalarını haklı kılmaz. Şeriatçı terörü yaratan, besleyen ve büyütenler Macronlardır. 2011 yılında Fransız uçakları Libya’da kimi koruyorlardı? Şeriatçı terör örgütlerine her türlü desteği vererek Libya’daki meşru iktidarı yıkanların, Kaddafi’yi katledenlerin, Libya’yı kaosa ve iç savaşa...

Continue reading

HDP’de yol ayrımına doğru

Kars’ın görevden alınan HDP’li Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’in avukatları aracılığı ile twitter’dan verdiği mesajlar ve birkaç gün sonra gene bu Partinin eski milletvekillerinden Altan Tan’ın aynı yöndeki açıklamaları önemlidir. Söz konusu açıklamalar, 2015 yılından bu yana HDP (PKK) cenahında yaşanan gelişmelerin, daha doğrusu adım adım büyüyen bir dip dalganın dışa vurumudur. Hiçbir dalga yalnız başına değildir. Depremde öncü ve...

Continue reading

ABD bir kez daha kaybetti!

18 Ekim günü KKTC’de ikinci turu yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri, bir seçim olmanın ötesinde anlamlar taşıyor. Öncelikle yeni Cumhurbaşkanı sayın Ersin Tatar’ı, seçim zaferinden dolayı kutluyoruz. İlk tur sonunda sayın Ersin Tatar oyların % 32.34’ünü, eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise oyların 29.84’ünü almıştı. Üçüncü sırada olan ve ikinci turda Akıncıyı destekleyeceğini açıklayan CTP adayı Ersin Erhüman yüzde 21.67, gene...

Continue reading

Yüzyıllık yalanın yeni kurbanı

Nisan yayımcılık, Nazaret Dağavaryan’a ait “Hıristiyan Protestanlar ve Kızılbaş Mezhebinin Doğuşu” adlı uzun makaleyi, Kasım 2018 tarihinde kitap olarak yayınlamış. Yayınevi, kitabın önsözünde Dağavaryan’ın hayat hikâyesini şöyle özetlemiş: “1862 Sivas doğumlu. 1878 yılında Paris Yüksek Ziraat okulunu bitirdikten sonra bir müddet İstanbul ve Sivas’ta çalıştı. Sonra tekrar Paris’te tıp okuyarak doktorluğa başladı. Ermeni milliyetçisi… Bu...

Continue reading

Ebu Zer ahlakı

(Geçen hafta yitirdiğimiz Ulusal Kanal emektarlarından, değerli arkadaşım Hüseyin Mert’in anısına saygıyla…) 12 bin yıllık uygarlığa ev sahipliği yapan bir coğrafyada yaşıyoruz. Yazılı tarihten önceki döneme ilişkin bilgilerimiz, arkeoloji ve antropoloji bilimlerinin günışığına çıkardığı verilerle sınırlı. Ama yaklaşık yedi bin yıllık bu dönem; insanlığın hafızasında “kaybolan cennet” olarak yaşamaya devam ediyor. Ve sınıfsız ve...

Continue reading