Şerden hayır doğuyor!

Koronavirüs, dünyada yaşayan 7.6 milyar insanın tamamını ilgilendiriyor ve bu özelliği ile insanoğlunun tarih boyunca karşılaştığı hiçbir “şer” ile kıyaslanmayacak boyutta.

Bununla birlikte salgının, dünyada nelerin sonunu getirdiği ve nelere yol açabileceği konusunda da neredeyse bir fikir birliği var.

Bu bakımdan Teori dergisinin son sayısında Işıkgün Akfırat’ın “Atlantik medyasında yeni dünyanın ayak sesleri” başlığı altında, ABD ve Avrupa’nın belli başlı gazete ve dergilerinde yaynlanmış makalelerden hareketle hazırladığı yazı son derece öğretici.

Serbest Piyasa Sistemi kaybediyor. İnsanlık, halkçılığın ve devletçiliğin daha belirgin olduğu kamucu çözümlere yöneliyor. Bu gerçek artık Atlantik basınında dillendiriliyor.

Yani halkımızın meşhur deyişiyle “Şerden hayır doğuyor!”

İngiltere ve Amerika

Bu konuda farklı görüşler, hala geçerli olan dolar egemenliğinin daha ne kadar süreceği konusundadır. Elbette kesin olarak bir tarih vermek söz konusu değil ama yakın geleceğe dair bazı kestirimlerde bulunabiliriz.

İnsanlık tarihinin giderek artan bir ivme ile hızlanarak ilerlediği bir gerçektir. Geçmişte bin yıllar veya daha yakın geçmişte yüzyıllar içinde olan gelişmeler şimdi on yıllar ve hatta yıllar içinde gerçekleşiyor.

Çok eski örneklere gitmeye gerek yok.  İngiltere’nin Batı kapitalizminin başı haline gelmesi 1756 – 1763 tarihleri arasındaki 7 yıl savaşlarından sonradır. 19. yüzyıl boyunca İngiliz ekonomisi kapitalist dünyanın en büyük ekonomisi olarak kaldı ve “İngiliz imparatorluğunun üzerinde güneş batmıyordu!”

İngiltere bu konumunu, ABD tarafından geçildiği 1890’lı kadar muhafaza etti. Yani 130 yıl boyunca en büyük ekonomi olarak kaldı. Öte yandan büyük askeri gücü ve donanması sayesinde İngiliz sterlini, İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar uluslararası rezerv para konumunu sürdürdü. Kabaca bakarsak kapitalizm tarihinde “İngiltere dönemi” yaklaşık 200 yıldır.

ABD’nin Dünya kapitalist sisteminin başına geçmesi ve parasının rezerv para olması İkinci Dünya Savaşı’ndan sonradır. O günden bu yana 75 yıl geçti.  2014 yılında ekonomik büyüklük olarak Çin ABD’yi geçti. Bugün itibariyle Çin ekonomisi ABD ekonomisinden 4 trilyon dolar daha büyük. Makas bu yılın sonunda daha da açılacak. 

  Öngörüler 2030 yılında Çin ekonomisinin ABD ekonomisinin iki, katı kadar olacağı yönünde. Böyle bir tablo içinde dolar, rezerv para olarak kalamaz.

Tekrar İngiltere ile kıyaslamaya dönecek olursak ABD’nin başat ekonomi, doların ise rezerv para olma konumunun 100 yılın epey altında kalacağını söyleyebiliriz.

Son nokta

Aslında Koronavirüs, büyük gerçeğin herkes tarafından görünmesini sağlayan bir “vesile” oldu. ABD’nin son 20 yılını hatırlayalım:

-2000’lerden hemen sonra ABD, Afganistan ve Irak bataklığına girdi. 

-2008 yılında, 1929 buhranının ardından tarihinin en büyük krizine yakalandı. 

-2011 yılında gerçekleşen “Arap baharı” ABD açısından tam bir fiyaskoydu. 

-2014 yılında ekonomik olarak Çin’e geçildi. 2019 yılında ise teknolojik alanda yeni patent başvurusunda ilk defa Çin’in gerisinde kaldı.

-2016 yılı ile birlikte başlayan Astana süreci ile Batı Asya’daki gelişmelerin dışına itildi. Irak ile Suriye’nin kuzeyinde “İkinci İsrail” bozgununu yaşadı. 

-Türkiye’de FETÖ eliyle yapmak istediği darbe girişiminin altında kaldı. 

-Doğu Akdeniz ve Libya’da istemediği bir tablo ile karşı karşıya. 

-Avrupalı müttefikleri adım adım kendisinden uzaklaştı. 

-George Floyd’un öldürülmesinin ardından günlerdir bütün şehirlerinde görülen manzara; yağmalama ve şiddet olayları ise en büyük çürümeyi kendi içinde yaşadığını gösteriyor.

Bu liste uzatılabilir. Kısacası son 20 yılın bütün gelişmeleri ABD açısından yolun sonuna gelindiğini zaten gösteriyordu.

Yeni bir sistemin eski sistemin yerini alması, öncelikle ideolojik alanda bir hakimiyet kurulmasını gerektirir. Şimdi dünyada olan budur. Neoliberalizm kaybetti, kamuculuk kazandı. Bütün dünya buna göre yeni baştan şekillenecek. Atlantik medyasının sayfalarına yansıyan gerçek budur.

Teori Haziran sayısı

Teori dergisinin son sayısı bir dosya olarak bu konuyu ele almış. Doğu Perinçek, Hakan Topkurulu, Recep Erçin, Yıldırım Koç, Mustafa Pamukoğlu, Mehmet Perinçek, Gökhan Dağtekin, Işıkgün Akfırat ve Emre Şenbabaoğlu; “Dolar Saltanatının Yükseliş ve Yıkılışı”nı bütün boyutlarıyla incelemişler.

Herkes tarafından okunmasında yarar olan bir dergi çıkmış ortaya.