Dolar krizine cevap: Milli Direnme Ekonomisi

ABD emperyalizmi, PKK ve yobaz örgütleri kullanarak Suriye ve Irak üzerinden, ayrıca İsrail ve Yunanistan ile birlikte Akdeniz üzerinden Türkiye’ye yönelttiği silahlı tehdide şimdi, ekonomik çökertme operasyonunu eklemiştir.

Türkiye’nin bu saldırıya karşı kendini savunma mekanizması, arkada kalan dönemde izlenen politikalarla yok edilmiştir. ABD’nin kontrol ettiği uluslararası finans merkezleri, döviz giriş çıkışını yönlendirerek dolar kurunu istedikleri gibi indirip çıkarabilmektedirler.

Özal’dan bu yana Türkiye’yi neoliberal politikalar ile yönetenler, dışarıdan aldıkları borçlarla ekonomi çarkını çevirmeye çalışanlar, kamu kurumlarını haraç mezat elden çıkaranlar, tarıma destekleri kesip, sanayicilerimizi korumasız bırakanlar ortaya çıkan tablonun sorumlularıdır.

16 yıldır Türkiye’yi yönetmekte olan AKP iktidarının, yaşanan krize bir cevabının olmadığı görülmektedir.

Bir tek Vatan Partisi bugün gelinen noktayı yıllar öncesinden gördü. 2001 yılında Türkiye çapında yürütülen “Türkiye’de Türk Lirası, Türk Bayrağı” kampanyası, daha yolun başında hem milletimize ve iktidar sahiplerine yapılan bir uyarıydı; hem de emperyalizmin tetiklediği ekonomik krize biricik çözümün ne olduğu gösteriliyordu.

Türkiye bugün; işçisi, üreticisi, esnafı, tüccarı, en küçüğünden en büyüğüne tüm sanayicileri ile Vatan Partisi’nin krize çözüm programına gelmiş bulunmaktadır.

Türkiye’nin ihtiyacı; emperyalist saldırıya karşı kararlı bir duruş, ve derhal uygulanmaya koyulacak bütünsel bir programdır. Her şeyden önce Özallardan bu yana uygulamada olan neo liberal ekonomi politikalarını terk etmek zorunluluğu ile karşı karşıyayız.

Gelinen aşamada ancak bir Milli Direnme Ekonomisi ile emperyalizmin çökertme operasyonuna karşı koyabiliriz.


AKP’nin duruşu
AKP iktidarının böyle bir programı uygulayabilme birikimi ve kabiliyeti yoktur.

Her şeyden önce emperyalist merkezlerin tehditlerine kararlı bir şekilde karşı durmadan doğru yönde hiçbir adım atılamaz.

ABD tarafından Adalet ve İçişleri Bakanları hakkında verilen ülkeye giriş yasağı ve mal varlıklarını dondurma kararına karşılık aynı şekilde misillemede bulunulacağı söylendikten sonra hiçbir adım atılmaması ciddi bir devlet tavrı olamaz.

Bakanlar hakkında bu kararlar orta yerde dururken ABD’ye gönderilen heyet üzerinden Türkiye’ye yöneltilen tehditler, bu emperyalistin daha da küstahlaştığını gösteriyor.

Milli Direnme Ekonomisinin Programı

1. Bankalarda bulunan döviz mevduatları, rayiç bedel üzerinden derhal Türk lirasına çevrilmelidir. Türkiye’de Türk lirası, Türk bayrağı!
2. İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının Türkiye’nin zenginliklerini dışarıya aktaran bir mekanizma olarak çalışmasına son verilmelidir. Dışarıdan gelen sermayenin belli bir süre geçmeden tekrar yurtdışına çıkması yasaklanmalı ve yatırıma yöneltilmelidir. Uluslararası tefeci sermayenin Türkiye ekonomisi üzerinde operasyon yapmasını önleyecek Sabit Kambiyo Sistemi’ne geçilmelidir.
3. Emperyalizmin ekonomik çökertme operasyonuna verilecek en etkili tedbirlerden biri de Ankara’nın vakit geçirmeden Şam ile el sıkışmasıdır. Ankara-Şam dostluğu Bölge ülkelerini sımsıkı birleştirecek, bölücü ve yobaz terörünü nihai olarak bitirecektir. Bu durumda bugün terörle mücadeleye harcanan kaynaklar, ülke kalkınması için kullanılabilecektir.
4. Türkiye, İran başta olmak üzere komşularıyla ve Çin gibi büyük dış ticaret ortaklarıyla derhal milli paralarla ticarete geçmelidir. Tahran ile yakın işbirliği, Türkiye’nin enerji güvenliği açısından da önemlidir.
5. Türkiye’de üretilen malların dış alımı, yüksek gümrük vergileriyle engellenmelidir. Böylece hem iç üretim teşvik edilmiş olacak, hem de ülke kaynaklarının dışarıya akması engellenecektir.
6. Devlet, Cumhurbaşkanlığı bütçesi ve milletvekili maaşlarından başlayarak tasarruf tedbirlerini derhal uygulamaya koymalıdır. Bir yandan sıradan yurttaşa yastık altı dövizleri çıkarma çağrısı yapmak, öte yandan sayısı 12’yi bulan özel uçak filosu kurmak ve bin odalı saraylarda ikamet etmek tutarlı değildir. Tasarrufla elde edilen kaynaklar yatırıma yöneltilecektir.
7. Ekonomi yönetiminde devletin elini güçlendirecek, ayrıca Ulasal Güvenlik açısından önem taşıyan stratejik kurumlar yeniden kamulaştırılacaktır. Yağmalanan kamu kaynakları da “Nereden Buldun Yasası” uygulanarak yeniden milli ekonomiye kazandırılacaktır.
8. Borçlanma ekonomisi terk edilecek ve tarımda ve sanayide üretim ekonomisine geçilecektir. Emek yoğun yatırımlarla, atıl işgücü üretici güce dönüştürülecektir.
9. Kamu ve özel sektörün yan yana olduğu, birbirini desteklediği planlı karma ekonomik sisteme geçilecektir.
10. Emperyalizmin ekonomik saldırısına Türkiye’nin köklü cevabı; Batı Asya Birliği’ni kurmak olmalıdır. Türkiye, İran, Irak, Suriye, Lübnan ve Azerbaycan’ın oluşturacağı Batı Asya Birliği, Rusya ve Çin gibi Asya’nın geri kalan ekonomileri ve Avrupa ile de ilişkilerini geliştirecektir.
İşte o zaman Türkiye, hiçbir emperyalistin yan gözle bakmayı bile hayal edemediği bir ülke olacaktır.

13 Ağustos 2018