Anahtar şehir Gaziantep

Gaziantep önemli sanayi şehri… Sanayisi kadar olmasa da tarımsal üretim açısından da hatırı sayılır bir yeri var.
Organize Sanayi Bölgesinde yaklaşık olarak 270 bin işçi istihdam ediliyor. Sanayi ürünlerinin önemli bir kısmı ihraç ediliyor.
Sadece Türkiye’nin değil, bütün Batı Asya’nın da en önemli üretim üssü olan Gaziantep’in ciddi bir Pazar sorunu var…
Gaziantep sanayi ürünlerinin geleneksel ve doğal pazarı olan Batı Asya ülkeleri, bilindiği üzere son otuz yıldır ABD emperyalizminin ve İsrail Siyonizminin neden olduğu ve kışkırttığı savaşların ve terörün pençesinde kıvranıyorlar.
Türkiye fıstık üretiminin merkezi de Gaziantep’tir. Her ne kadar son yıllarda Urfa ve Adıyaman gibi illerimiz de üretimde önemli bir atılım yaptılarsa da fıstık, Antep ile özdeşleşmiştir.
Malatya için Kayısı, Ordu için Fındık, Rize için çay, Manisa için kuru üzüm, Aydın için İncir vb. ne ise Gaziantep için fıstık odur.
Fıstık üreticisi örgütsüzdür. Devletin üreticiye sahip çıkan kurumları (güneydoğu Birlik) tasfiye edilmiş ve fıstık, bir avuç vurguncunun, fiyatı üzerinden büyük oyunlar oynadığı bir ürün haline gelmiştir.
Bütünşehir Yasası, Gaziantep örneğinde de somut olarak yaşandığı üzere köyleri yaşanmaz hale getirmiş, tarıma en büyük darbeyi vurmuştur.
Kesin sayısı tam olarak bilinmese de 500 bine yakın Suriyeli mülteci sayısı ile Gaziantep, Türkiye’nin çok önemli bir sorununun da adeta merkezi durumunda bulunuyor.

Gaziantep aynasında Türkiye
Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizinin içindeyiz. Bütün gelişmeler önümüzdeki aylar içinde bu krizin daha da ağırlaşacağını gösteriyor.
Şu anda önümüzde cevabını bulmamız gereken en önemli soru, krize çözümün nasıl olacağıdır.
Gaziantep somutundan hareketle hemen herkesin üzerinde mutabık kaldığı çözüm şöyle olduğunu söyleyebiliriz:
Türkiye’yi ve komşularımızı yıllardır kasıp kavuran terör son bulduğunda, bölge ülkeleri arasında ekonomik, kültürel, siyasi ve güvenlik alanlarında tam bir işbirliği sağlandığında Gaziantep, bütün bölgenin sanayi üretim üssü olacaktır.
O zaman şu andaki üretim kapasitesi talebi karşılamaya yetmeyecek, toplam kapasiteyi en az bir misli artırmak gerekecektir.
Aynı durum, Türkiye ekonomisinin bütünü açısından da düşünülebilir. Dolaysıyla ülke olarak yaşadığımız krize çözüm için doğru programın birinci maddesi terörün son bulması, emperyalist müdahalelerin önüne set çekilmesi ve bölge ülkeleri arasında her alanda sağlanacak işbirliğidir.

Şam ile el sıkışmak
Bu açıdan konuya yaklaşıldığında ise atılması gereken en önemli adımın, Ankara’nın ile Şam’ın el sıkışması olduğu görülecektir.
Şam ile el sıkışmak demek, etnik ve yobaz terörünün çok kısa içinde tamamen bitirilmesi demektir.
Rusya, İran ve Irak ile güvene dayalı daha ileri işbirliği de, ancak Şam ile sağlıklı bir ilişki kurulduktan sonra gerçekleşecektir. Rusya, İran, Irak ve Suriye; Türkiye açısından ucuz enerji kaynaklarına erişim demektir, sanayi ve tarım ürünleri için Pazar demektir ve ülke olarak ihtiyaç duyulan yatırımlar için gerekli kaynaklara ulaşmak demektir.
Dolaysıyla Batı Asya coğrafyasında ABD emperyalizminin müdahalelerine karşı olma temelinde bir araya gelme, aynı zamanda yaşanan ekonomik krize de çözümdür.
Esat düşmanlığında ısrar eden, Suriye’yi vuran ABD – İsrail füzelerini alkışlayan AKP iktidarı, bugün işçisinden sanayicisine, esnafından tüccarına, köylüsünden askerine kadar hemen hemen toplumun her kesimi tarafından yüksek sesle dile getirilen bu çözümü savunamıyor, savunamaz!
Mezhepçi saplantılar ve yedi yıldır ısrarla sürdürülen yanlış Suriye politikası AKP’nin elini kolunu bağlamış görünüyor.
Öte yandan ABD ve AB ile ilişkileri düzeltmeyi, Atlantik ittifakı ile ilişkileri geliştirmeyi, programının en önemli maddesi olarak durmadan tekrarlayan sözde “Millet İttifakı”nın da; hem terör, hem de ekonomik krize çözüm getirmesi mümkün değildir.
Sorunların nedeni olan gücü, sorunun çözümü için başvurulacak adres olarak gösterme zavallılığı, bizdeki muhalefetin garabeti olarak kendini gösteriyor.

Dört maddede çözüm programı
Gaziantep’ten hareketle Türkiye’nin sorunlarına çözümü birkaç madde de özetlemek gerekirse;
– Ankara Şam’la derhal el sıkışmalıdır. Batı Asya Birliği, terör sorununu ve ekonomik kriz sorununu çözmede en elverişli zemini yaratacaktır.
– Suriye ile dostluk ve Batı Asya Birliği, başta Gaziantep ve diğer illerimiz olmak üzere bütün Türkiye’yi ilgilendiren Mülteci sorununu da çözmenin biricik yoludur.
– Üretici Birlikleri ve kooperatifleşme devlet eliyle yeniden örgütlenmeli, üretici desteklenmelidir.
– Bütün şehir yasası iptal edilmeli, köyler eski statülerine yeniden kavuşturulmalıdır.
Bu programı bugün sadece Vatan Partisi savunuyor. Milletimizin bu programı uygulamada ne kadar kararlı olduğunu ise 24 Haziran seçimleriyle birlikte göreceğiz.

28 Mayıs 2018