Öğrenilmiş çaresizlik

Vatan Partisi milletvekili adayları olarak Gaziantep’teki meslek kuruluşlarımızı ziyaret ediyoruz. Bir meslek kuruluşundaki kadın yönetici arkadaş, önce Vatan Partisi ile ilgili olarak sosyal medyada dolaşan psikolojik savaş yalanlarını tekrarladı. Sonra seçimlerde kendisinin ne yapacağını şöyle açıkladı:
“Aslında öğrenilmiş çaresizlik ruh hali içindeyim. Yapacağım tercihin yanlış olduğunu biliyorum ama yine de yapacağım. Yapabileceğim başka bir şey yok.”

Öğrenilmiş çaresizlik nedir?
Psikolojide, “öğrenilmiş çaresizlik” şöyle tarif edilir:
“Öğrenilmiş çaresizlik”, kişinin herhangi bir durumda çok sayıda başarısızlığa uğrayarak, bir şey yapsa da hiçbir şeyin değişmeyeceğini, olayların kendi kontrolünde olmadığını, o konuda bir daha asla başarıya ulaşamayacağını düşünüp, bir daha deneme cesaretini kaybetmesidir.
“Daha önceki denemelerde karşılaşılan başarısız sonuçları, kendini sınırlayacak şekilde yanlış yorumlamasıdır.
“Öğrenilmiş çaresizlik, kişinin herhangi bir durumda çok sayıda başarısızlığa uğrayarak, o konuda bir daha asla başarıya ulaşamayacağına inandığı zihin durumudur.
“Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanlar önce tutkularını kaybederler. (Olayımızda tam bağımsız, başı dik, özgür, aydınlık Türkiye hedefine ilgisiz hale gelme)
“Öğrenilmiş çaresizlik yaşayanların akılları ve düşünme yetenekleri de zayıflar. (Değişen dünya, bölge ve ülke koşullarını görememek)
“Öğrenilmiş çaresizlik durumunda yaşayanların duyguları da zayıflar. Uzun süre acı çeken, ondan kurtulmak için çaba­ladığı halde başaramayan insan, o acıyı kabullenir, onun­la yaşamayı öğrenir. (Terör örgütünün varlığını kabullenme, terörün yol açtığı acıları kanıksama)

Seçimlerde “öğrenilmiş çaresizlik”
Türkiye solunun önemli bir kısmı ne yazık ki bugün “Öğrenilmiş çaresizlik” hastalığına tutulmuştur.
2015 seçimlerine doğru gidilirken dört bir koldan yapılan propaganda; ‘Dördüncü Parti Meclis’e girerse AKP iktidarı yıkılacak, ayrıca bu Parti HDP olursa, PKK şiddeti de son bulacak’ şeklindeydi. ABD ve AB de, bütün olanaklarını seferber ederek bu propagandanın asli sahipleri olarak rollerini oynadılar.
HDP dışındaki seçenek ise gözlerden gizlendi. Seçimden dört ay önce Vatan Partisinin barajı geçebileceği konuşuluyorken, seçime yaklaşıldıkça dördüncü Parti olarak Vatan Partisi bazılarının zihinlerinde adeta buharlaştı.
Böylece HDP (PKK), ciddi bir seçmen kitlesinin gözünde tek seçenek haline getirildi.
Bu olayda “öğrenilmiş çaresizlik”, birinci olarak AKP’den kurtulmanın en önemli, biricik amaç haline getirilmesi, ikinci olarak ise HDP’yi Meclis’e sokmak dışında bir “çare”nin olmadığının zihinlere yerleştirilmesidir.
Seçmenin bunu kabullenebilmesi için öncelikle aklını kullanmaması, önüne konan engellerin gerçekte engel olmaktan çıktığını değerlendirememesi gerekiyor.

Aklın devre dışı kalması
Şimdi yeni bir seçimin öncesindeyiz. Yapılan propaganda gene aynı: “AKP’den kurtulmamız için HDP ile işbirliği yapmak veya HDP’nin yüzde 10 barajını aşarak Meclis’e girmesi gerekiyor.”
Oysa gerçekte 2015’ten bu yana çok büyük değişiklikler yaşanmıştır. HDP yüzde 13.1 ile Meclise girmiş, iki gün sonra PKK silahlı eylemlere başlamış, şehirleri silah deposu haline getirmiş, bütün sokaklara hendekler kazmış, sonuç olarak bin kadar asker, polis ve korucumuz şehit olmuş, bölgenin 10 bini aşkın çocuğu PKK’nın hendeklerinde can vermiş, Obama PKK için “sahadaki kara gücümüz” demiş, ABD sadece 2017 yılı içinde PKK’ya Suriye’de 5000 Tır ve 2000 uçak dolusu ağır silah vermiş, terör örgütüne Suriye’nin dörtte birinde devletçik kurma çabasına girmiş, Afrin’de olduğu gibi Türkiye, arkasında ABD’nin olduğu bölücü örgütle savaşmış, PKK bütün ümidini ABD’nin Türkiye’yi teslim almasına bağlamış vb. vb.
Ama bütün bunlar, “AKP’den kurtulmamız için HDP’nin (PKK) Meclis’e girmesi gerekiyor” diye düşünenler için bir anlam ifade etmiyor.
Çünkü akıllarını tatile çıkarmışlar, düşünme yeteneklerini kaybetmişler.

Değişen koşulları görmemek
Aynı şekilde “öğrenilmiş çaresizlik” içinde olanlar, koşulların olumlu anlamda da değişmiş olduğunu görmüyorlar.
2015’e göre bugün bambaşka bir dünya tablosu vardır. Bölgenin kaderi artık Batılı merkezlerde yapılan toplantılarda değil, Astana, Soçi, İstanbul ve Tahran’da yapılan toplantılarda belirleniyor.
Suriye’de durum değişmiştir. Suriye Hükümeti ve Ordusu adım adım bütün ülkede egemenliğini yeniden tesis ediyor.
PKK hendeklere gömülmüştür. Artık Güneydoğu’da sandık sonuçlarını PKK silahı belirleyemeyecektir.
Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi Asya’ya kayıyor.
ABD kaybetmektedir. Kaderi ABD’ye bağlı olan IŞİD benzeri dinci terör örgütleri ile PKK benzeri etnik bölücü örgütlerin de ABD ile aynı kaderi yaşayacağı belli olmuştur.
Vatan Partisi, 50 yıllık sürecin sonunda seçmenin önündeki üç seçenekten biri haline gelmiş, diğer iki seçeneğin sistem içi ve çözümsüz olduğu koşullarda ülke için biricik çıkış yolunun sahibi durumunda, yani ülke olarak tarihi bir dönüm noktasına gelmişiz; ama bu tarihi gelişme aklını tatile çıkarmış olanlar için bir şey ifade etmiyor.
“Öğrenilmiş çaresizlik” kurbanları bütün bu değişiklikleri görmüyor. Tıpkı normalde 60 cm sıçrayabilen pirenin, altı ısıtılan bir kabın içinde sıçrayıp sürekli olarak 20 cm yukarıdaki cam engele çarpmasının ardından, cam engel kaldırıldığı halde 20 cm sıçramaya devam etmesi örneğindeki durum söz konusudur.
Ama milletimizin büyük çoğunluğu deneydeki pire değildir. Değişen Türkiye ve dünya koşullarını görmektedir, aklını devre dışı bırakmamıştır.
Bu gerçeği 24 Haziran’da hep birlikte göreceğiz.

8 Haziran 2018