Vatan Partisi dışında kalarak yapılacak bir “devrimcilik” yoktur!

Tarih içinde halkların, bağımsız ve özgür olarak var olma, kendi ayakları üzerinde durma ve daha iyi bir gelecek için mücadele etmelerinde en büyük ihtiyaçları; bütün bu mücadelelerde kendilerine önderlik edecek bir öncü örgütlenmenin yaratılması olmuştur. Öncü örgütlenme, tarihin her döneminde kendi çağının gereklerine uygun farklı biçimlerde ortaya çıktı. Çağımızda ise bilimi rehber edinen ve kitlelerin öncü unsurlarını bünyesinde örgütleyen Öncü Partiler bu görevi yerine getirmektedirler.

Türkiye’nin son elli yıllık Bağımsızlık ve Devrim mücadelesinin ortaya çıkardığı Öncü Parti, Vatan Partisi’dir. Vatan Partisi, bugüne kadar yürüttüğü mücadele, yarattığı birikim ve kazandığı başarılarla alternatifi olmayan bir konumdadır. Dolaysıyla, 2020’lerin Türkiye’sinde artık, Vatan Partisi’nin dışında kalarak “Devrimci” olmak da mümkün değildir.

Bu gerçeği, son yıllarda Türkiye’nin kaderini belirleyen önemli süreçlerde Vatan Partisi’nin oynadığı role bakarak görebiliriz:

– Ergenekon tertibinin başarısızlığa uğratılmasında Vatan Partisi, başta Genel Başkan Doğu Perinçek olmak üzere tayin edici bir rol oynadı. Tertip başarıya ulaşsaydı, Türkiye, Afganistan, Libya, Irak ve Suriye’nin yaşadığı kaderi yaşayacaktı. İşte bu mücadelede, Vatan Partisi saflarında mücadele etmek dışında bir “Devrimcilik” yoktu, olmazdı.

– 2014 sonrasında Türkiye’nin FETÖ’nün üzerine yürümesi, ABD ile yollarını ayırma sürecine girmesi ve nihayet 15 Temmuz darbesinin başarısızlığa uğratılmasında da Vatan Partisi’nin belirleyici rolünü herkes biliyor. Bütün bu mücadelelerde Vatan Partisi’yle birlikte olmak dışında da bir “devrimci mücadele” olmadı.

– 24 Temmuz 2015 tarihinde Türk Ordusu’nun ve güvenlik kuvvetlerinin PKK’ya karşı harekete geçmesi, gerçekte Türk-Amerikan Savaşının bir üst aşamaya sıçraması anlamına geldi. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Harekâtları başında ABD emperyalizminin olduğu Atlantik cephesine ve onun işbirlikçilerine karşı Türkiye’nin verdiği “Vatan Savaşı”nın muharebeleridir.

Bu büyük mücadelede Vatan Partisi, Türkiye cephesinin içindedir, en başındadır. “Devrimcilik” adına Vatan Partisi’ni eleştirenler ise ABD ve enstrümanlarıyla aynı cephededirler.

“Devrim, emperyalist cephe zincirinin en zayıf halkasından kırılmasıdır.” Türkiye, şimdi yaşadıklarıyla bu tarihi gerçeği doğruluyor.

– Batı Asya ülkeleri birliğe doğru gidiyor. Vatan Partisi bu süreci onyıllar öncesinden gördü ve gerçekleşmesinin mücadelesini verdi. Türkiye’nin İran, Irak, Suriye, Azerbaycan ve Rusya ile gelişen ilişkilerinde Vatan Partisi’nin emeği, alın teri vardır.

– Vatan Partisi gençliği Türkiye’nin övünç kaynağı, geleceğinin teminatıdır. Her şey bir yana, Vatan Partisi, sadece yetiştirdiği devrimci gençlik kuşağıyla ülkemize ve milletimize karşı sorumluluğunu yerine getirmede büyük bir iş başarmıştır.

– Vatan Partisi, Türkiye’nin yaşadığı ve başta emekçiler olmak üzere bütün milletimizi ilgilendiren büyük ekonomik krize çözüm olarak “Üretim Devrimi Programı”nı Türkiye’nin gündemine getirmeyi başarmıştır. Rusya ve Çin başta olmak üzere komşularımız ve diğer Asya ülkeleriyle ilişkiler geliştirerek krize çözüm bulunmasında öncü rolünü oynamaktadır.

İşte Devrimcilik budur ve bunun dışında bir Devrimcilik yoktur.

Bugün “Devrimcilik” adına Vatan Partisi’ni eleştirmeye kalkışanlara küçük bir tavsiyemiz var. Durduğunuz yerden fotoğrafı büyüterek etrafınıza göz atın ve yanınızda kimlerin olduğuna bakın! Büyük fotoğrafta kareye girenler, aslında sizin ne yaptığınızı belirlemektedir.

Vatan Partisi’ne saldıranlar fotoğrafı büyüttüklerinde hemen yanıbaşlarında CHP, İyi Parti ve Abdullah Gül’leri, biraz daha büyüttüklerinde PKK ve FETÖ’yü ve nihayet büyük karede ABD ve Atlantik cephesi ile yan yana durduklarını göreceklerdir.

Aynı durumu Vatan Partisi ile ilgili olarak düşünelim: Fotoğraf biraz büyüdüğünde AKP ve MHP gibi bugün ABD ile fiilen savaş halinde olan partiler, biraz daha büyütüldüğünde ise başta komşularımız olmak üzere Rusya, Çin gibi gelişmekte olan dünyanın ülkeleri karşımıza çıkmaktadır.

Vatan Partisi’nin içinde bulunduğu fotoğraf dünyadaki anti-emperyalist cephenin fotoğrafı, bize saldıranların içinde bulunduğu fotoğraf ise emperyalist cephenin ve bu cephenin değirmenine su taşıyanların fotoğrafıdır.

Vatan Partisi örgütleri şimdi önümüzdeki bahar aylarında yapılacak “Soner Polat Kurultayı”nın hazırlıklarını sürdürmektedirler. Elbette Kurultay hazırlık sürecinde bütün Parti örgütleri, Kurultay rapor taslağını okuyacak ve tartışacaklardır. Farklı görüşler ortaya konacak ve daha etkili ve başarılara ulaşacak bir mücadele için gerekli sonuçlara ulaşılacaktır. Hiç kimse rapor taslağı üzerine olan tartışmaları, Vatan Partisi’nin zaafı olarak görmesin! Bu tartışmalar Vatan Partisi’nin gücünü gösterir.

Bu mücadele içinde bütün Parti üyeleri;

-“Küçük davaları büyük davaların önüne koymamak”,

-Yanlış bulduğu fikir ve uygulamalara karşı cesaretle fikirlerini açıklamak,

-Partinin birliğini gözü gibi korumak,

-Ve sonuçta “Vatan Partisi Soner Polat Kurultayı”nın varacağı sonuçlar ve aldığı kararlar doğrultusunda tek tek her bir üyeye ne görev düşüyorsa, bütün gücüyle o görevleri yerine getirmek bilinci ve iradesiyle hareket edeceklerdir.

Bu bilinç ve kararlılıkla arkamızda kalan on yıllarda Parti olarak kazandığımız başarılardan çok daha büyük başarılara, önümüzdeki dönemde ulaşacağız.