28 Şubat’a bu hınç neden?

Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat 1997 yılında almış olduğu kararların üzerinden tam 24 yıl geçti. 24. yıl dönümünde AKP’nin önde yetkililerinin hepsi sıraya girdi, yaptıkları öfke ve kin dolu açıklamalar inanılmazdır ve üzerinde durulmayı fazlasıyla hak ediyor: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan: “Darbe bir insanlık suçudur. 28 Şubat’ı yaşadım, 28 Şubat insanlık suçudur.” dedi. Ertesi gün yapılan kabine toplantısının ardından düzenlediği...

Continue reading

Afganistan’da “Dolunay Zamanı”

“Dolunay Zamanı”, yönetmenliğini Narges Ayber’in yaptığı 2019 yapımı bir İran filmi. Tahran, İran Belucistan’ı, Pakistan ve Afganistan’da geçiyor. Başlangıçta El Kaide üyesi, sonradan Cundullah örgütünün lideri olan İran Belucistan’ından Abdülmalik Rigi, filmin başlıca karakterlerinden. Ama en önemlisi filmde, bugünün Afganistan’ının çarpıcı bir resminin görünmesidir. Kendisinden olmayan herkesi düşman olarak gören, gözünü kırpmadan...

Continue reading

Türkiye’nin çelişmeleri ve Milli Devrimci Seçenek

1970’lerin Türkiye’sinde sol içinde en çok tartışılan konuların başında “çelişmeler” geliyordu. Başlıca çelişmeler, temel çelişme, baş çelişme vb…  Doğaldı, çünkü tarihi boyunca ilk defa kitleselleşen ve ülke çapında önemli bir güç haline gelen sosyalist sol, ülkeyi tanımak istiyordu. Herhangi bir varlığı tanımak, onun iç çelişmelerini ve dışındaki dünya olan ilişkilerini – ki bu da çelişmeli bir ilişkidir – doğru olarak...

Continue reading

Dost ve düşman

Savaşın temel kurallarındandır. Dostunuzu ve düşmanınızı doğru olarak belirleyemediğiniz zaman yenilgi kaçınılmaz olur. Aynı şekilde dostlarınız ve düşmanlarınızı tanımlamada belirsizlikler varsa, kimseye güven veremezsiniz ve bu durumdan en fazla yararlanacak olan da düşmanlarınızdır. Türkiye 10 – 14 Şubat tarihleri arasında Kuzey Irak’ta “Gara Operasyonu”nu yürüttü.  “ABD’nin kara gücü” PKK’nın, elinde rehin tuttuğu 13 Türk...

Continue reading

Dünyanın yol ayrımı

Emperyalizm, “kapitalizmin en yüksek aşaması”dır. 20. Yüzyılın başından beri kendi zıddı olan Milli Kurtuluş Savaşları ve Sosyalist devrimlerle birlikte aynı zamanda insanlığın tarihsel gelişiminde yeni bir çağı karakterize eder. Emperyalizm aynı zamanda “tekelci kapitalizm”dir. Tekelci niteliği, sistem olarak çürümeye başladığını ve ölüme doğru gittiğini gösteriyordu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında, Doğu Avrupa ülkelerinde ve Çin’de...

Continue reading