Emekli amirallerimize özür ve teşekkür borcumuz!

Karadeniz’de yaşanan son gelişmeleri kısaca hatırlayalım:

-Şubat ayı içinde Türkiye’nin de olduğu NATO kuvvetleri, Karadeniz’de Rusya’ya karşı tatbikat yaptılar.

-Ukrayna ile Rusya arasındaki gerilim tırmandı. Sınırdaki askeri yığınak iki tarafta da artırıldı. Ukrayna’nın NATO üyeliği, ilgili taraflarca dillendirildi. Rusya, böyle bir gelişmenin savaş tehlikesini büyüteceğini açıkladı.

-ABD, Karadeniz’e iki savaş gemisi göndermek istediğini Türkiye’ye bildirdi.

-Rusya Hazar Denizinde bulunan savaş gemilerini Karadeniz’e göndereceğini açıkladı.

-Önce Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova, ardından Putin; Türkiye’nin Montrö sözleşmesine uygun hareket etmesini beklediklerini açıkladılar.

-Bütün bu gelişmelerden sonra Rusya ile savaşın eşiğine gelmiş olan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy bugün Türkiye’de.

-Kuzeyimizde bunlar yaşanırken, AKP cenahından en yetkili ağızlardan Montrö Sözleşmesinin yeniden ele alınabileceği yönünde görüşler dillendirilmeye başlandı. İktidar yanlısı basın ise daha pervasız. Açık açık Türkiye’nin Montrö sözleşmesini feshetmesi gerektiği yönünde yayınlar yapılıyor.

Montrö Sözleşmesi

Her şeyi bir yana bırakalım: Sadece herkesin gözü önünde cereyan eden bu gelişmeler bile kuzeyimizde tehlike bulutlarının toplandığını, Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir tehdidin büyüdüğünü gösteriyor.

İşte bu koşullarda 104 emekli Amiralimiz, inisiyatif alarak Hükümeti ve Milleti yaklaşan tehlike konusunda uyarmayı bir vatanseverlik görevi saymışlar, mesleğe adım atarken bir ömür boyu bağlı kalacaklarına dair ettikleri yeminin gereğini yapmışlar.

Montrö Sözleşmesi, arkada kalan 85 yılın kanıtladığı üzere kuzeyimizden gelebilecek tehlikelere karşı Türkiye’yi koruyacak, en büyük silahımızdır. Amirallerimiz buna vurgu yapmışlar.

Tehdit bugün, Karadeniz’e kıyısı olmayan ABD’nin bir yandan Ukrayna’yı NATO’ya alarak Rusya ile olacak muhtemel bir savaşa NATO üzerinden Türkiye’yi dahil etmek çabalarından, öte yandan ABD donanmasının Karadeniz’e çıkmasının önündeki Montrö Sözleşmesi engelinden kurtulmak istemesinden kaynaklanıyor. 

Bu tehlikeye dikkat çeken emekli amirallerimizi “Amerikancılıkla” suçlamak hangi aklın ürünüdür?

Akıl tutulması

Emekli Amirallerin basın açıklaması üzerine koparılan gürültü; dış politikada, ekonomide ve salgına karşı mücadelede çuvallamış olan iktidarın içinde bulunduğu panikle gündem saptırma çabasının bir ürünüdür.

Amirallerin açıklamasından “darbe girişimi” çıkartmak, ancak bir komedi filmi konusu olabilir. Bu amaçla yapılan zorlamalar, psikolojik savaş malzemesi olarak kullanmak üzere yapılan müdahalelerin neler olduğu artık gözler önündedir.

ABD’nin FETÖ ve AKP iktidarını kullanarak tezgâhladığı Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının hedefi olmuş komutanları, bu sefer aynı yöntemlerle “Amerikancılık yapmakla” suçlamak, buna tevessül edenler açısından sadece trajikomik bir duruma işaret eder.

Türkiye’nin ABD’nin oyununa gelerek komşusu olan Rusya ile karşı karşıya gelme tehlikesine dikkat çeken komutanları, Türkiye – Rusya ilişkilerini bozmaya çalışmakla suçlamak ise sadece bir akıl tutulmasını gösterir.

Özür ve Teşekkür         

Türkiye emekli Amirallerine, hem özür ve hem teşekkür borçludur. Belli bir yaşa gelmiş, kaçma şüphesi olmayan ve açıklamada dile getirdikleri görüşlerini, tek tek her zaman zaten söylemiş olan komutanları bir linç kampanyası eşliğinde gözaltına alanlar, “Dört gün yetmez, bir dört gün daha dursunlar bakalım nezarethanede” diyenler asıl suç işleyenlerdir.

Ama bu durum bizim sorumluluğumuzu ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumun yaşanmasında hepimizin sorumluluğu vardır. Hepimiz özür borçluyuz emekli komutanlarımıza…

Öte yandan emekli komutanlar yaklaşan bir tehlikeye karşı Hükümeti ve bütün milleti uyarmışlardır. Önümüzdeki süreçte bu uyarının ne kadar hayati olduğunu yaşayarak göreceğiz.

Bu bakımdan da Milletçe kendilerine teşekkür borçluyuz.