1908 Hürriyet Devrimi’nin en önemli isimlerinden Resneli Niyazi’nin hayatını konu alan kitap, Kırmızı Kedi Yayınları tarafından yayınlandı. Kitabın yazarı Feyziye Özberk.
Türkiye, yüzyıl sonra yeniden bir Vatan Savaşı veriyor. Doğal olarak tarihindeki en önemli Vatan Savaşı’nı ve o savaşın kahramanlarını yeniden hatırlıyor. Çünkü onlara ihtiyacı var.
Onun için Fevziye Özberk arkadaşım önemli bir görevi yerine getirmiş. Bugün Vatanın güvenliği ve bağımsızlığı, milletin kurtuluşu için mücadeleye atılan devrimcilere, Resneli Niyazi’nin şahsında, “Bir Devrimci nasıl olur?” sorusunun cevabını somut olarak anlatmış.
Emperyalizme karşı olmak
1. 1908 Devrimi’ni ateşleyen en önemli olay, Rusya ile İngiltere’nin Ravel’de buluşarak Osmanlı Devleti üzerine bir takım anlaşmalar yapmalarıdır. Avrupa’nın “Hasta Adamı”nın artık sonunun geldiğini düşünen emperyalistlerin buluşması, Vatanseverleri ayağa kaldırır. Resneli Niyazi’nin, askerlerinden ve halktan gönüllülerden oluşan 200 arkadaşı ile dağa çıkma kararı vermesinde bu olay belirleyici olmuştur.
Buradan Resneli Niyazi’nin hayatının en önemli dersi çıkmaktadır:
Çağımızda devrimciliğin birinci ölçütü; emperyalizme karşı olmak ve Vatan savunması mevzisinde bulunmaktır.
Fedai
2. Hiçbir devrim, uğruna gözünü kırpmadan hayatını veren fedailer olmadan başarılamaz. Türk Devrimi bu açıdan ele alındığında hiç şüphe yok ki Dünya devrimleri içinde ilk sıralarda yer alır.
Niyazi bey, dağa çıkma kararı verdiğinde, hiç şüphe yok ki bu hareketinin 25 gün sonra başarıya ulaşabilme ihtimalini aklından bile geçirmemişti. Bunun yerine önünde sonunda mutlaka başarıya ulaşacak bir dava için ölme ihtimalini daha yüksek görüyordu. Nitekim eşine yazdığı veda mektubunda bunu yazar. Aynı durum, bir müddet sonra isyanı bastırmak için Bölgeye gelen Şemsi Paşa’yı, büyük bir koruma kalabalığı içinde vuran Teğmen Atıf için de ve Hürriyet Devrimi’nin diğer kahramanları için de geçerlidir.
Ölümü göze alarak dağa çıkmak Niyazi Bey’in hayatındaki tek olay değildir. 1897 Türk-Yunan savaşındaki kahramanlığı ile savaşın seyrini değiştirmiştir. Balkan Savaşı başlar başlamaz, Vatan savunmasındaki yerini almak için çıktığı yolculukta vurularak şehit olması da, “Fedai”nin hayat yolculuğundaki son adımı olmuştur.
Buradan Vatan Fedaisi Resneli Niyazi’nin hayatının ikinci dersi çıkar: Devrimci, Vatanı ve Milleti içinde gerektiğinde gözünü kırpmadan hayatından vazgeçendir.
Halkın hizmetinde olmak
3. Devrimci halkın efendisi değil, halkın hizmetindedir. Resneli Niyazi, 200 arkadaşına hitaben dağa çıkmadan önce yaptığı konuşmada, halka kötü muamelede bulunmanın affedilmeyeceğini ve en sert şekilde cezalandırılacağını söyler.
İttihat ve Terakki taraftarı olmayan Radolişte köyü Niyazi bey ve adamlarını köye sokmama kararı alır. Bunun üzerine Niyazi Bey zor kullanmak yerine köyün dışında bekleyerek köylülerin ikna olmasını zamana bırakmayı tercih eder ve sonunda başarılı olur. Onun kitabında halka karşı zor kullanmak yoktur. Çünkü mücadele o halk için verilmektedir.
Kuruşun hesabını vermek
4. Niyazi Bey dağa çıkarken taburun kasasında bulunan 544 lira 64 kuruşu alır. Bu parayı aldığını belirten bir senedi imzalayarak kasaya koyar. Daha sonra yazdığı anılarında “İnkılabın en tesirli ve en mühim vesikası bence bu senettir” diye yazar.
Niçin en önemli belgedir? Çünkü bu davranışla millete ait bir kuruşu bile gözü gibi koruyacaklarının sözünü vermiş oluyorlar. Niyazi Bey ve arkadaşları dağda oldukları süre içinde halktan her ne aldılarsa, mutlaka parasını ödemişler veya aldıklarını daha sonra ödeyecekleri vergiden düşmek üzere bunu belirten bir belgeyi imzalayıp köylülere vermişlerdir.
Harcamalar konusundaki bu hassasiyet gerek Hürriyet Devriminin, gerekse Cumhuriyet Devriminin bütün önderlerinde vardır. Atatürk ve İnönü gibi Cumhuriyet kurucularının bu konudaki hassasiyetleri biliniyor
Kişisel beklentilerin olmaması
5. Devrim kişisel olarak bir yere gelmek, makam mevki, şan şöhret sahibi olmak için değil, Vatan ve Milletin kurtuluşu için gereklidir. Nitekim, Feyziye Özberk’in kitabında Atatürk’ün; Napolyon ile aralarındaki farkın ne olduğu konusundaki düşüncelerini açıklarken söyledikleri de bu yöndedir.
Resneli Niyazi gibi devrimcilerin hayatı, Devrimcinin mücadelede hiçbir kişisel beklentisinin olmadığının örneğidir. Devrim başarıya ulaştıktan sonra kendisine ilişkin hiçbir talebi olmamış, memleketine giderek sade, sıradan bir vatandaş olarak yaşamını sürdürmüştür. Oysa Niyazi Bey, 1908 Devriminin başlarında Enver beyden daha popülerdir. İstese Milletvekili olmak veya devlette en üst makamlarda görev rahatlıkla almak onun için sorun değildir.
Ama Niyazi Bey bütün bunlar yerine, hiçbir kişisel beklentisi olmadan Devrimde görevini yaptığı mesajını vermeyi daha önemli görmüştür.
Alçakgönüllülük
6. Niyazi Bey bütün büyük devrimciler gibi alçakgönüllüdür. Yaptıkları ile övünmek aklının köşesinden bile geçmemiştir. “1908 koşullarında benim bulunduğum yerde hangi arkadaşım olsaydı, benim yaptıklarımı o yapardı” diyerek devrimci alçakgönüllüğün örneğini vermiştir.
Türkiye’nin en büyük zenginliği
7. Türkiye, daha sonra emperyalizme karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başarıya ulaştırdıysa ve dünya ölçeğinde sonuçları olan Cumhuriyet Devrimini başardıysa bunda Mithat paşa, Namık Kemal, Talat Paşa, Teğmen Atıf, Ömer Naci ve Resneli Niyazi gibi büyük devrimcilerin verdikleri mücadelenin, sonraki kuşaklara bıraktığı mirasın büyük payı vardır. Bugün de mücadelemizde biz en büyük kuvveti, tarihimizdeki bu büyük değerlerden alıyoruz. Onların devrimci kararlılığı, fedai ruhu, halka ve Vatana bağlılığı, alçakgönüllülüğü ve hiçbir kişisel beklenti olmadan her şeyini devrim davasına adamaları en büyük esin kaynağımızdır.
Resneli Niyazilerin yeniden tarih sahnesine çıkacağı günlerdeyiz.